ADELE BLOCH-BAUER’İN PORTRESİ “THE PORTRAIT OF ADELE BLOCH-BAUER” – KLIMT
Gustav Klimt’in “Altın Dönem”inin (bknz. Öpücük “The Kiss”, Danaë, Yudit “Judith” – Klimt) en gösterişli örneklerinden biri sayılan portre, ressamın yakın ilişkide olduğu Viyana sosyetesinden sanayici Ferdinand Bloch-Bauer’in eşine aittir.
Adele Bloch-Bauer, Viyana sosyetesinde boy gösteren zengin Yahudi ailelerden birine mensuptu. Oldukça asi bir kişiliğe sahip olan Adele, üniversiteye gitmek veya entellektüel bir mesleğe sahip olmak arzularına rağmen toplum kurallarına boyun eğerek genç yaşta evlenmişti. Çocuk sahibi olamayan Adele, kendini sanat hamiliğine vermiş ve dolayısıyla da dönemin usta ressamı Klimt ile ailece yakın ilişkiler kurulmasını sağlamıştı. Hatta bazı kaynaklara göre Adele’in Klimt’in sayısız metreslerinden biridir.
Klimt, Viyana’nın akademik sanat çevresine karşı bir duruşla Viyana Sezesyonu’nu “Viennese Secession” kurmuştu. Kendisi gibi öncü sanatçılarla birlikte klasik ve katı kurallı akademik sanattan uzaklaşmayı ve yeni yöntemler denemeyi seçmiştir. Ressamın Altın Dönemi’ne mensup eserleri de bu farklılaşmanın bir sonucudur.
Eser ressamın hem altın işlemecisi olan babasından, hem de Ravenna kiliselerinden etkilenerek ürettiği altın varak kaplı, ışıltılı eserlerinin en göz kamaştırıcı olanlarındandır. Etkili altın görünümü eserin tamamına hakimdir ve eser bu ihtişamlı görünümü ile dönemde “Mehr blech wie Bloch” olarak nitelendirilmiştir (Bloch’tan çok para – altın kaplı olmasından dolayı [blech pirinç demektir ve parayı ima eder]).
Yapıtın sağına doğru konumlandırılmış Adele’in yüzü ve elleri, diğer tüm Klimt portrelerinde olduğu gibi son derece gerçekçi biçimde betimlenmiştir. Hatta Adele’in sakat olan sağ parmağının da ellerin kıvrımlı pozu ile gizlenmiş olduğu fark edilebilir. Bileğinde ve boynundaki mücevherlerle zengin bir görünüm sergileyen model, resmi kaplayan altın ve işlemelerle de varlıklı görünümünü pekiştirmiş olur. Bu zengin ve güçlü kadın imasına rağmen Adele’in duruşu ve bakışı aynı zamanda zarafet ve seçkinliğine dair de bir algı yaratır.
Gerçekçi yüzüne ve duruşuna rağmen, Adele, eseri kaplayan altın denizi içinde hemen hemen kaybolmuş gibi görünür. Portrelerinde modelin kimliği, ruh hali ve mekanı öne çıkarmayan Klimt, bu eserde Adele’i süslemelerle bezeli altın görünüm içine hapsetmiştir. Çeşitli geometrik ve kıvrımlı desenlerle Art Nouveau* (bknz. Maude Adams Jan Dark Rolünde “Maude Adams as Joan of Arc” – Mucha) tarzında dekore ettiği eserde ressamın Mısır etkili motifler de kullandığı görülür. Özellikle giysi üzerindeki gözlerin, üçgenlerin ve elmas şekilli motiflerin dönemde Viyana Sanat Tarihi Müzesi’nde “Kunsthistorisches Museum” sergilenen bir Mısır tabutundan alınmış olması muhtemeldir.
“Avusturya’nın Mona Lisa’sı” olarak adlandırılan portre İkinci Dünya Savaşı sırasında Bloch-Bauer aileden alınmış, sonrasında da Viyana Belvedere Sarayı’na taşınmıştır. Hatta eserin ismi Altınlı Kadın “Woman in Gold” olarak değiştirilerek isimdeki Yahudi referansı ortadan kaldırılmıştır. Olaydan yıllar sonra, Adele’in yeğeni Maria Altman tarafından açılan dava ile eser gerçek sahibine 1998 yılında geri dönmüş ve daha sonra da New York’taki Neue Galerie’ye rekor bir rakam karşılığında halka açık sergilenmesi için satılmıştır.
Konum: Neue Galerie, New York
Tarih: 1907
Dönem: Modernizm
Akım: Art Nouveau
Not:
* Art Nouveau: Almanca’da ve Klimt’in dahil olduğu ismiyle: “Jügendstil”