Blog

KUCAKLAŞMA “THE EMBRACE” – SCHIELE

Birbirlerine sarılmış yatan bu adam ve kadın figürü seyircinin zihninde anında şefkatli, samimi ve incelikli bir sevgiyi çağrıştırır. Egon Schiele gibi yıllar boyu karmaşık duygular içinde olan bir zihnin ürettiği mesafeli, depresif, acılı veya tedirgin figürlerin üzerine böyle içtenlikle resmedilmiş figürlerin bulunduğu bir eseri incelemek gerçekten şaşırtıcıdır.

Ciddi anlamda konu ve işleniş farklılığı içeren Kucaklaşma’nın bu sıradışılığının sebebi Schiele’nin hayat tarzındaki değişimdir. Schiele’nin yıllar boyu ürettiği yoğun cinsellik ve erotizm içerikli eserleri birçok kez tepki çekmiş, açık-saçık, hatta pornografik bulunmuştur. Schiele stüdyosunda çocuk modeller ile çalışarak ürettiği çıplak pozlar içeren “ahlak dışı” sayılan eserlerinden dolayı mahkemeye bile çıkmıştır. Fakat, 1915’te Schiele bu “farklı” hayatını bir kenara koyup evlenmeye karar verir. Kendine eş olarak seçtiği Edith Harms dönemin saygın ailelerinden birine mensuptur ve dolayısı ile Schiele’nin toplum içindeki pozisyonunu olumlu yönde etkileyecek nitelikte başarılı bir seçimdir. Fakat Schiele o dönemde sevgilisi ve eserlerinin modeli de olan sevgilisi Wally’den bu sebeple acı şekilde ayrılmak durumunda kalır. O dönem buhranını yansıttığı Ölüm ve Genç Kız (bknz. Ölüm ve Genç Kız “Death and the Maiden” – Schiele)  Schiele sanatındaki konu değişikliğinin geçiş eseridir.

Bu dönemden sonra Schiele’nin Edith Harms ile olan evliliği hayatında olumlu gelişmelere yol açar. Hayata dair daha ılımlı ve sıcak bir tavra bürünen Schiele’nin eserlerinde bu huzur, mutluluk ve dinginliğin izleri görülmeye başlar. Kucaklaşma da tam bu dönemde Schiele’nin ürettiği eserlerden biridir.

Ressamın mutlu devam eden evliliğinin yansıması eserde kendini gösterir. Birbirine sıkıca sarılmış bu iki aşık figürü Schiele ve Edith’in uyum ve huzur içinde bir bütün olmasını vurgular. Sarı, sıcak bir zemin üzerine yayılmış kıvrımlı bir beyaz örtü üzerinde birbirine sarılan bu iki figür, dış dünyaya karşı umarsız, ama bir yandan da kendi içinde dingin ve uyumlu bir hava çizer. Beyaz örtünün kıvrımları çifti bir koza gibi sararken bütünlüklerini pekiştirir. Biribirlerine kenetlenmiş bedenleri ile bu kadın ve adam mutluluklarına dair bir şüphe içinde değildirler.

Edith’in Egon’un sırtına dolanmış kolu ve bir yandan yüzüne temas eden diğer eli ile sarılma pozu Klimt’in Öpücük’ünü (bknz. Öpücük “The Kiss” – Klimt)  çağrıştırır. Klimt’in sanat okulunda öğrencisi olarak yetişen ve Klimt’in ciddi anlamda desteğini almış olan Schiele bu resimde sanki hocasına bir gönderme yapmaktadır.

Resimdeki bedenler kıvrımlı hatlar yerine keskin köşelere ve şekli bozulmuş eklemlere sahiptirler. Sert ve keskin fırça darbeleri ve ton farkları ile yansıtılan bu beden şekillleri Schiele’nin önderi olduğu Dışavurumculuk “Expressionism” akımının en temel özelliğidir. Figürlerin fiziksel doğruluğundan çok duyguların yoğunluğunun anlatıldığı bu akımla ressam içindeki duyguları bu devinimli fırça darbeleri ile seyirciye aktarmayı başarmıştır.

Scheiele’nin evliliği ile ilgili bu gittikçe yoğunlaşan memnuniyet ve samimiyet hislerini derinlikle gösteren bu eser ne yazık ki ressamın mutluluğunu daim kılmaya yetmemiştir. Yaklaşık bir sene sonra altı aylık hamile olan Edith dönemin salgın hastalığı olan İspanyol Gribi’nden yaşamını yitirir. Hemen ardından – üç gün sonra – da Egon yine aynı salgından dolayı hayata gözlerini kapar. 28 yaşındaki bu çok erken ölüm, çoğu eleştirmene göre daha henüz gerçek tarzına bile ulaşamamış bir dehanın erkenden yok olması olarak yorumlanır.

Konum: Belvedere Galerisi “Österreichisce Galerie Belvedere”, Viyana
Tarih: 1917
Dönem: Modernizm
Akım: Dışavurumculuk “Expressionism”

Leave a comment

Your email address will not be published.

You may use these HTML tags and attributes:

<a href="" title=""><abbr title=""><acronym title=""><b><blockquote cite=""><cite><code><del datetime=""><em><i><q cite=""><strike><strong> 

error: Icerik kopyalanamaz!