BROGLIE PRENSESİ “PRINCESSE DE BROGLIE” – INGRES
Fransız ressam Jean-Auguste-Dominique Ingres, sanat hayatının büyük kısmında portrelerden geçim sağlamış olsa da asıl ilgi alanı – kendini adadığı ve akademik prestiji yüksek – tarihi resimler (history painting) idi. Sanat kariyerinde zirveye çıktığı 1840’a kadar portreler üretmeye devam eden Ingres, bu tarihten sonra özellikle tarihi resimlere yönelmiş ve portreleri son derece seçici biçimde kabul etmeye başlamıştı.
Broglie Prensesi’nin portresi Ingres’ın 70li yaşlarının başında yaptığı son yüksek sosyete portrelerinden biridir. Broglie Dükü IV. Albert Ingres’ın yaptığı, kızkardeşi Comtesse d’Haussonville’in portresinden çok etkilendiği için Ingres’dan eşi Broglie Prensesi’nin de portresini yapmasını rica etmiştir. Seçici olmasına rağmen Dük’ün siparişini kabul eden Ingres sonrasında portrenin üzerinde itina ile uzun süre çalışmıştır.
Broglie Prensesi olarak anılan eserdeki kadın Pauline de Broglie’dir. Fransa’nın ileride 28. başbakanı olacak olan Broglie Dükü Albert ile evlendikten sonra çift “Prens” ve “Prenses” unvanlarını kullanmaya başlamıştır. Bu isimlendirmenin sebebi Broglie Hanedan’ına 18. yüzyılın ortalarında verilmiş olan “Kutsal Roma İmparatorluğu’nun Prensi” unvanıdır.
Pauline de Broglie, eserin üretildiği tarihte 28 yaşındadır. Entellektüel birikimi ve güzelliği ile tanınan hanımefendinin aynı zamanda da son derece çekingen olduğu bilinmektedir. Göz alıcı görünüşüne rağmen çevresindekilerin onu utandırmamak için prenses ile göz göze gelmekten kaçındıkları yaygın bir bilgidir. Eserde prensesin bu çekingen, kırılgan ve melankolik yapısının başarı ile yansıtıldığı düşünülür.
Prensesin soluk beyaz teni ile uyumlu donuk mavi saten giysisi, kabarık eteği, dantel işlemeli tülden kolları, fırfırlı yakası ile incelikle betimlenmiş ve görsel olarak en mükemmel şekilde yansıtılmıştır. Prensesin zarif boynunu süsleyen sade kolyesi, kollarındaki altın ve inci bileziklerle tamamlanmış, ince, uzun parmağına takılı görkemli evlilik yüzüğü ile de hem zarafeti, hem de konumu pekiştirilmiştir. Prenses üzerine altın nakışlı beyaz şalını, eldivenlerini, yelpazesini ve çantasını bıraktığı altın rengi işlemeli koltuğa dayanırken seyirciye hafifçe dönüp bakmaktadır.
İki yandan ayrılarak sade bir model ile toplanmış saçları prensesin yüzünü ve boynunu öne çıkarır. Yüzündeki belli belirsiz gülümsemeye rağmen gözlerinde dingin ve hayalperest bir bakış vardır. Bu hülyalı bakışın prensesin içe dönük yapısını vurguladığı düşünülebilir.
Ingres, hocası David’den (bknz. Horasların Yemini “Oath of the Horatii”, Sokrates’in Ölümü “The Death of Socrates” – David) öğrendiği Yeni-klasikçi yöntemleri uygulayarak modelin birçok ön çizimini yapmış, onu önce çıplak figür olarak tasarlayıp, daha sonra giysilerle donatmıştır. Klasik yöntemle figür tasarlamasına rağmen Ingres figürlerini, özellikle de kadınları, Yunan heykelleri gibi anatomik olarak doğru ve mükemmel göstermek yerine kendi yöntemi ile idealize eder. Broglie Prensesi’nde de görüldüğü gibi figürün boynu, elleri ve parmakları uzatılmış; kolları ve bilekleri en zarif görünecek biçimde tasarlanmıştır. Özellikle figürün omuzlarının yumuşatılarak daha yuvarlak biçimde gösterildiği ve kemik yapısının gizlendiği görülebilir. Bu tipik yöntem Ingres’ın hemen hemen her kadın figürü tasarımında göze çarpar ve ressamın kadınları birer hayal ürünü, zarafet timsali ve arzu nesnesi olarak vurgulamasını sağlar (bknz. Büyük Odalık “Grand Odalisque”, Türk Hamamı “The Turkish Bath” – Ingres).
Eserin sağ üst köşesinde yer alan amblem Broglie ve Béarn (Pauline’in ailesi) hanedanlık armalarının bir araya gelmesiyle oluşturulmuş, gerçekte var olmayan, sembolik bir amblemdir.
Ingres, Yeni-Klasikçi yöntemin pürüzsüz yüzey bitişine sonuna kadar bağlı kalarak eserde eşsiz bir imge yaratmıştır. Işıldayan kumaş yüzeyleri, elbisenin kıvrımlı hatları ve prensesin teni hiçbir fırça darbesi göstermeksizin incelikle betimlenmiştir.
Eserin yapıldığı 1850li yıllarda Fransa’da portre ustaları özellikle yaygınlaşmaya başlayan fotoğraf sanatı ile sıkı bir rekabet halindedir. Fotoğraf sanatından hiç hoşlanmayan Ingres, fotoğrafçılığın Akademi’ye ve Akademi’nin sergi salonu Salon Paris’ye kabul edilmesine de özellikle karşı çıkmıştır. Bu noktada, son döneminde ürettiği portrelerde fotoğrafların ulaşamayacağı ölçüde zarif, ışıltılı ve göz kamaştırıcı görünümler elde edebilmek için hırsla çalıştığı tahmin edilebilir.
Seçkin ve yüksek estetiğe sahip görünümü ile büyüleyici görünen bu eser maalesef sahibine pek de uğurlu gelmemiştir. 30lu yaşlarının başlarında tüberküloza yakalanarak hayatını kaybeden Pauline de Broglie, eşi Albert ve beş çocuğunu ardından yas içinde bırakmıştır. Eşinin ölümünün yarattığı büyük depresyon sebebiyle yeniden evlenmeyen Albert, eseri de üzeri örtülü biçimde evinde saklamıştır.
Konum: Metropolitan Sanat Müzesi “Metropolitan Museum of Art”, New York
Tarih: 1851-1853
Dönem: 19. Yüzyıl
Alt Grup: Yeni-Klasikçilik “Neoclassicism”