Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

JÜPİTER VE IO “JUPITER AND IO” – CORREGGIO

Roma Mitolojisi’nde üçüncü kuşak tanrılar grubunun baştanrısı olan Jüpiter (Yunan Mitolojisi’nde Zeus), birçok kadın ve tanrıça ile yaşadığı gizli ilişkileri ve bunları eşi tanrıça Juno’dan (Yunan Mitolojisi’nde Hera) saklaması ile ünlüdür. Jüpiter’in gizli ilişkilerinden biri de Correggio’nun bu eserinde işlenen Io ile olanıdır.

Io, antik Yunan şehri Argos’un ilk kralı olan Inakhos’un (Inachus) kızıdır ve Argos şehrindeki Juno tapınağının rahibelerinden biridir. Bir gün korkunç bir rüya gören Io babasına durumu anlattıktan sonra danıştıkları kahin, Jüpiter’in Io ile birlikte olmak isteyeceğini öngörür. Baştanrı Jüpiter’in istediğinin gerçekleşmemesi durumunda maruz kalacağı öfkeden korkan Inakhos kızını kendi himayesinden çıkarır. Bu şekilde şehirden ayrılan Io doğada kendi başına dolaşırken Jüpiter onu görür ve onunla birlikte olmak ister. Fakat eşi Juno’dan olayı saklamak için havada koyu renkli bir yağmur bulutuna dönüşür ve Io’ya yaklaşır. Io’yu kendine hemen aşık ediveren Jüpiter bir bulut olarak Io ile birlikte olur ve onu hamile bırakır. Karanlık bulut görünümü sayesinde Juno’dan kolaylıkla gizlenen Jüpiter yine de Juno’nun durumu sonradan öğrenmesine engel olamayacak ve Juno’nun gazabı ile Io’nun başına birçok talihsiz olayın gelmesine neden olacaktır.

Correggio’nun eserinde Io’nun Jüpiter ile karşılaşmasından hemen sonra onunla tek beden olması görünmektedir. Bir nehrin kıyısında oturmuş Io, kendisine doğru ilerleyen ve ona sarılan buluta karşı son derece davetkar bir tavırdadır. Bir eli ile bulutun elini beline dolamasına yardımcı olan genç kız, diğer yandan bulut onu öperken başını hafifçe geriye doğru eğmektedir. Bu zarif boyun hareketi ile birlikte Io’nun oturuş pozu ve çıplak bedeni resmin erotik yanını öne çıkarır. Zevk içinde kendinden geçen Io, Jüpiter’in varlığına karşı koymaz, aksine bulut şeklindeki Jüpiter’le birleşip tek beden olmaya çalışır.

Eserin konusu dikkate alındığında ressamın bir bulut biçimine girmiş tanrıyı betimlemesinin ne denli zor olduğu tahmin edilebilir. Oysa ki Correggio mavi gökyüzünü kaplayan grinin tonlarındaki bulut kümesini incelikle resmetmiş ve Io’nun bedenini yavaş yavaş nasıl sardığını seyirciye göstermeyi başarıyla yansıtmıştır. Buluta insani nitelikler kazandırabilmek adına Io’yu öpen bir yüz ve belini saran bir el silüetini de buluta işlemiştir. Jüpiter’in gözle görülüp kaybolan hareket halindeki varlığı ile Io’nun maddeselliğini ortaya koyan dolgun hatlara sahip bedeni resmin ana karşıtlığını yaratır. Öte yandan resmin köşesinde görünen, ırmaktan su içen geyik figürü ırmağın varlığını vurgulamak için resme eklenmiştir.  Bu ırmak aynı zamanda bir ırmak tanrısı da olduğu söylenen Io’nun babası Inakhos’a dair bir gönderme de oluşturuyor olabilir.

Yüksek Rönesans Dönemi’nin erotik içeriği en aleni ve etkili olan eserlerinden biri olan Jüpiter ve Io, Correggio’nun kanlı canlı iki insan ortaya koymadan aradaki cinsel çekimi ve erotizmi başarı ile yansıtabilmesinden dolayı sanat dünyasının hatrı sayılır eserlerinden biri olmayı başarmıştır.

Konum: Sanat Tarihi Müzesi “Kunsthistorisches Museum”, Viyana
Tarih: 1532-1533
Dönem: Rönesans
Alt Grup: Yüksek Rönesans “High Renaissance”

2 Comments

  • Doğa
    Posted 3 Nisan 2020 at 15:09

    Merhaba.Öncelikle sitenizi büyük bir zevkle takip ediyorum ve emeklerininizden dolayı size şükranlarımı sunuyorum.
    Resimde nehirden su içen hayvan geyik değil,inektir.Mitolojide yer alan anlatıya göre Zeus İo’yu Hera’nın gazabından korumak için ineğe dönüştürür.Ressam bu olayı betimlemiştir.
    Sevgiler,saygılar…

    • Post Author
      Sanata Başla!
      Posted 4 Nisan 2020 at 13:34

      Merhaba,
      Öncelikle ilginiz ve takdiriniz için çok teşekkür ederim.
      Io’nun Hera tarafından bir ineğe dönüştürülmesi bu hikayenin devamı aslında, haklısınız. Bu konuyu sitede Goltzius’un eserinde ayrıca incelemiştim.
      Ama eserde nehirden su içen hayvan bir geyik. Görmek biraz zor ama, yüksek kaliteli bir versiyonunu bulduğunuzda incelerseniz, geyiğin başındaki ufak boynuzları görebilirsiniz.
      Bu geyik sembolü oldukça tartışmalı aslında. Yazıda belirttiğim gibi bu Inakhus’a dair bir sembol olabilir. Aynı zamanda bir Hristiyan ilahisine referans verildiği de düşünülüyor. Nitekim ilahi şöyle diyor: “As the deer pants after the water brook, so my soul thirsts for thee.” (Geyiğin pınara hasret kaldığı gibi ruhum da sana susuyor.)
      Saygılarımla

Doğa için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

0.0/5

error: Icerik kopyalanamaz!