Blog

RESİM SANATI “THE ART OF PAINTING” – VERMEER

Resim Sanatı, bir başka isimle “Resim Alegorisi (The Allegory of Painting)”, ünlü Felemenk ressam Vermeer’i kendi stüdyosunda çalışırken betimleyen bir tür resmi örneğidir (bknz. Karda Avcılar “The Hunters in the Snow” – Yaşlı Pieter BrueghelFalcı “The Fortune Teller” – La TourDoğum Kutlaması “Celebrating the Birth” – Steen). Eser Vermeer’in resim sanatına dair fikirlerini içermesine rağmen ne Vermeer’in kendisini, ne de gerçek resim yapma yöntemlerini tam olarak betimlemektedir.

Eserin sol tarafında aralanmış desenli perde seyirciyi ressamın atölyesine davet eder. Perde esere hem dekoratif bir öge sunmakta, hem de eserin teatral görünümü pekiştirmektedir. Atölyede ressamın bir şövale başında oturmuş karşısındaki kadın modeli betimlemekte olduğu görülür.

Eserde ilk dikkati çeken atölyenin aslında bir standart ressam atölyesinden beklenmeyecek şekilde incelikle döşenmiş ve şeçkin eşyalarla süslenmiş oluşudur. Dönemde Hollanda’nın sıradan evlerinde görülmesi pek mümkün olmayan siyah-beyaz mermer karo döşeme, tasarım işi mobilyalar, duvar halısı ve tavandaki altın avize bu seçkin ayrıntılardan bazılarılarıdır.

Sırtı seyirciye dönük çalışmakta olan ressam döneminden beklenen giysiler içinde değildir. 15-16. Yüzyıl Burgonya atmosferi içeren eserde Vermeer daha çok 15. Yüzyıl’ın ünlü Flaman ressamı Van Eyck’ı çağrıştırır (bknz. Arnolfini Düğünü “Arnolfini Wedding” – Van Eyck). Belki de siyah-beyaz renkli giysileri ve turuncu çorapları ile Vermeer seyirciye geçmişten yaşadığı döneme ulaşan ve Van Eyck’ın geleneklerinden yola çıkan bir köprü sunduğunu göstermek istemiştir. Ressamın önündeki şövale ve tuval, elindeki fırça ve kolunu dayadığı ressam çubuğunda başka kullandığı alet olmadığı da görülür, ki bu da dönemi için yine ilginç biçimde sade bir görünüm sergiler. Ressamın tuvalinde modelinin başındaki tacı çalışmakta olduğu görülür.

Ressamın karşısında yer alan kadın figürü sıradan bir model değildir. Üzerindeki mavi giysinin yanısıra başındaki defne yapraklarından taç, elindeki büyükçe kitap ve trompet ile model aslında sembolik bir anlam taşıdımaktadır. Yunan Mitolojisi’ndeki dokuz kardeş Tanrıça Müz’lerden (İlham Perisi “Muses”) biri olan bu figür Tarih’in sembolü olan Müz, Kleio’dur (Clio). Genellikle bilgelik simgesi bir defne tacı taşır biçimde betimlenen Kleio kucağında Yunan Tarihçisi Tukididis’in (Thucidydes) tarih kitabını ve elinde ünün simgesi bir trompet tutar.

Atölyede yer alan diğer ayrıntılar esere farklı boyutta simgesel anlamlar ekler. Soldaki masanın üzerinde yer alan alçıdan maske Klasik Yunan Sanatı’na dair bir gönderme olarak yorumlanabilir. Soldaki boş sandalye seyirciyi esere davet eden, ona eserde yer veren bir ögedir ve Barok sanatın seyirciyi dahil eden yönteminin bir örneğidir. Duvarda yer alan büyük duvar halısı Felemenk ve Flaman ülkelerininin (günümüzün Hollanda ve Belçikası) topraklarını gösteren bir haritadır. Dönemin geleneklerine uygun biçimde Batı yönü yukarı dönük olacak biçimde tasarlanmıştır. Halının sol tarafında kalan (güneyde) Flaman toprakları Avusturyalı Habsburg Hanedanı’nın yönettiği Kutsal Roma İmparatorluğu’nun İspanyol kanadının hakimiyetindedir. İspanyol Habsburglar’dan yaklaşık 80 yıl önce bağımsızlığını kazanmış olan Felemenkler’in toprakları ise halının sağ kısmını (kuzey) kaplamaktadır. “17 Eyaletli Felemenk-Flaman Haritası” üzerinde ticareti simgeleyen gemi figürleri ile resim sanatının Hollanda topraklarına kazandırdığı ün de vurgulanmaktadır. Habsburg Hanedanı’na dair bir başka simge ise altın avizenin üst kısmında yer alan çift başlı kartaldır. Avizenin Katolik Habsburglar’ı temsil ettiği düşünülebilir. Öte yandan avizenin mumlardan arınmış olması Flaman topraklarının tersine Felemenk topraklarında yaygın olan Protestan inancının bir simgesi olarak görülebilir.

Bütün bu simgelerin dışında akla gelen ilk soru Vermeer’in neden resim sanatı üzerine bir eser üretmiş oluşudur. Vermeer aslında bu eseri tasarlarken yüzyıllar boyu ressamlar, heykeltıraşlar ve yazarlar tarafından tartışılagelmiş bir soruya yanıt sunmaktadır: “Sanatçının toplumdaki rolü ve konumu nedir?” Çoğu zaman marangozlar, duvarcılar, altın işleyiciler gibi zanaatkarlarla aynı kefeye konmuş olan ressamlar kendilerinin filozoflar, edebiyatçılar, mimarlar veya mühendisler gibi beşeri bilimlere ve sanata ait olduklarını kanıtlamaya çalışmışlardır. Bu sebeple Vermeer eserde çeşitli üst düzey eşyalar ve iç mekan ayrıtıları ile üst düzey bir hava yaratmış ve ressamın sıradan zanaatkar sınıftan üst kademede olduğunu vurgulamıştır. Yine aynı amaçla Klasik Yunan Sanatı’ndan bir maske ve Yunan Tanrıçası Kleio’yu betimlemiştir. Alegorik bu Kleio figürü resim sanatının sıradan bir zanaat kolu değil – tıpkı tarih gibi – beşeri bilimlerden biri olduğunu kanıtlama niteliğindedir. Benzer biçimde eserde kullanılan perspektif yöntemi, etkili ışıklandırma ve ayrıntılı tasarım da seyirciye resim sanatının iki boyuttan üç boyuta geçen göz yanıltıcı görünümler sunmadaki üstün niteliğini kanıtlamaktadır.

Eserin Vermeer’in gözde yapıtlarından biri olduğu düşünülmektedir. Nitekim Vermeer eseri ölümüne kadar kendi himayesinde tutmuş, sonrasında da ailesi uzun yıllar esere sahip çıkmıştır.

Konum: Sanat Tarihi Müzesi “Kunsthistorisches Museum”, Viyana
Tarih: 1666-1667
Dönem: Barok
Alt Grup: Felemenk Barok “Dutch Baroque”

Leave a comment

Your email address will not be published.

You may use these HTML tags and attributes:

<a href="" title=""><abbr title=""><acronym title=""><b><blockquote cite=""><cite><code><del datetime=""><em><i><q cite=""><strike><strong> 

error: Icerik kopyalanamaz!