İZLENİM, GÜNDOĞUMU “IMPRESSION, SUNRISE” – MONET
İzlenimcilik “Impressionism” akımına adını veren Monet’nin eseri 1874 yılında düzenlenen ilk İzlenimci Sergi’de yer almıştır. 19. yüzyılda Paris’te Fransız Güzel Sanatlar Akademisi’nin katı kurallı yöntemlerine karşı duran ressamların bir araya gelerek eserlerini seyirci ile buluşturduğu İzlenimci Sergiler (ilk sergiden sonra ismi bu şekilde anılmıştır) akademik standartların dışında yepyeni bir tarzın da gelişmesini sağlamıştır.
İzlenimci ressamlar akademinin estetik ve geometrik kurallarına, pürüzsüz yüzey bitişli boyama yöntemlerinin dışına çıkmak istiyorlardı. Aynı zamanda Akademi’nin yalnızca tarihi, dini ve edebi konuları işlemesine de karşı duruyorlar, aksine yaşamın genel akışından sahneler, şehir hayatı ve kırsaldan görünümler sunmayı tercih ediyorlardı. Bir jüri ve değerlendirme olmadan sadece eserlerini sergileme yöntemi ile yola çıkan İzlenimci Sergiler Monet, Renoir, Sisley, Cezanne ve Degas gibi sanat tarihinde yer edecek ünlü ressamların eserlerini içermiştir.
Esere konu olan yer Monet’nin memleketi, kuzeybatı Fransa’daki Le Havre’ın limanıdır. 1872’de Le Havre’a gelip bir dizi resim çalışması yapan ressam, limanı günün farklı zamanlarındaki ışık etkilerinde (alacakaranlık, gündoğumu, akşamüstü veya gece karanlığı gibi) ve farklı görüş noktalarından (suyun üzerinden, otel odasının penceresinden gibi) resmetmiştir.
Eser geriplanda soluk renklerle betimlenmiş limanı ve ön plandaki koyu renkli gösterilmiş kayıkları içerir. Puslu bir geriplanda resmedilmiş yelkenliler ve balıkçı tekneleri sol tarafta yüksek direkleri ile dikkat çeker. Direklerin arasından duman çıkaran bacaları ile buharlı gemiler görünür. Benzer şekilde direkler, vinçler ve endüstriyel bacalar sağda da tekrar eder biçimde geriye doğru bulanık havanın içinde kaybolmaktadır. Monet bu endüstriyel görünümü vurgulamak için normalde limanın solundaki bulunan evleri tasarıma dahil etmemiştir.
Gökyüzünün bulutlu ve puslu görünümü denizde de tekrar edilmiş, hafif dalgalı bir yüzeyde gemilerin ve bacaların yansımaları betimlenmiştir. Ön plana çıkarılmış koyu renkli iki kayık seyirciyi geriplandaki rüya hissi veren bulanık görünümden gerçeğe taşımaya yardımcı olan daha net figürlerdir.
Tüm bu puslu, bulanık ve donuk renkli görünüm içinde en dikkat çekici öge esere hakim mavi-mor tonları ile zıtlık yaratan parlak kırmızı-turuncu tonlardaki güneştir. Yeni doğan güneşin parlak yuvarlak şekli eserde ciddi bir odak noktası oluştururken, dalgalanan deniz üzerindeki ışık yansımaları resmi hareketlendirip canlandırır. Sisli ortamda bulutlar da güneş ışığının rengi ile turuncu renkte aydınlanmaktadır. Deniz üzerindeki koyu renkli fırça darbeleri de seyircide denizin dalgalanması hissini oluşturur.
Monet’nin ustaca kullandığı boyama tekniği ile ressamın gördüğü manzara kariısındaki izlenimi seyirciye doğrudan aktarılır. Seyirci gözlerini kısıp baktığında bulanıklaşan görünümle birlikte yeni doğan güneşin kızıl ışıklarının ortamı aydınlatmasına tanık olur ve denizin nasıl dalgalandığını adeta hisseder.
Monet, sergi öncesinde katalog için eserin ismi kendisinden talep edildiğinde eserdeki bulanık görünüm sebebiyle esere “Le Havra Manzarası” gibi bir isim veremeyeceğini düşünerek isminin katalogda “İzlenim” olarak yer almasına karar vermiştir. İzlenim sözcüğü aslında o dönemde sanat camiası için yeni değildir. Nitekim Monet’den önce Manet, Daubigny veya Corot gibi diğer ünlü ressamlar da eserlerini tanımlamak için bu sözcüğü kullanmışlardır. Fakat, hiçbirinin eseri Monet’ninki kadar buğulu bir görünüme sahip olmamıştır.
İsmi ve sıradışı görünümünün de etkisiyle eser sanat eleştirmeni Paul Smith’in ağır yargılamasına maruz kalmıştır. Eleştirmen, Monet’nin betimleyici ayrıntılara sahip olmayan ve bitmemiş gibi özensiz görünen bu resmi, kendisini eleştirilerden korumak amacıyla “izlenim” olarak isimlendirdiğini belirtmiştir. Aynı zamanda bir diğer sanat eleştirmeni Louis Leroy, sergiye dair değerlendirmesinde bir duvarkağıdına bile bu sözde “İzlenimci”lerin eserlerinden daha cok emek verildiğini belirtmiştir. Bu sayede aslinda farkında olmadan İzlenimcilik akımının isim babası olmuştur.
İzlenimcilik, ressamın doğanın kendi üzerinde bıraktığı izlenimleri ve ışık efektlerini seyirciye sezdirme yoluna gittiği bir akım olmuştur. Çoğu zaman planlanmamış, kısa sürede üretilmiş eserlerle seyircide geçici anlara dair etkili hissiyat canlandıran eserler üretilmesinin yolu açılmıştır. Monet, Pissarro, Renoir, Sisley, Cassatt, Bazille ve Degas gibi birçok ünlü ressam İzlenimci eserleri ile sanat tarihinin bu çığır açan akımına destek vermişlerdir.
Konum: Marmottan Monet Müzesi “Musée Marmottan Monet”, Paris
Tarih: 1872
Dönem: 19. Yüzyıl
Akım: İzlenimcilik “Impressionism”