JUNO MERKÜR’DEN ARGOS’UN GÖZLERİNİ ALIYOR “JUNO RECEIVING THE EYES OF ARGUS FROM MERCURY” – GOLTZIUS
Konusunu Yunan/Roma Mitolojisi’nin ünlü Jüpiter ve Io hikayesinden alan eser hikayenin son aşamasını seyirciye sunmaktadır. Göklerin Hakimi, Baştanrı Jüpiter*, genç ve güzel Io’ya göz koymuştur. Onun çevresini bir bulut şeklinde sararak onunla birlikte olmuş ve bunu da karısı Juno’dan* saklayabildiğini düşünmüştür (bknz. Jüpiter ve Io “Jupiter and Io” – Correggio). Sonradan Juno’nun olaydan haberdar olduğunu anlayan Jüpiter, Io’yu ondan gizlemek için bir beyaz ineğe çevirir. Juno ise Jüpiter’i zorlamak için bu güzel görünen beyaz ineği kendisine hediye etmesini ister. Hediyesini aldıktan sonra da başına 100 gözlü bir dev olan Argos’u diker. Fakat Jüpiter Io’yu kaçırmak için Merkür’ü* gönderip Argos’u uyutacak ve sonunda Io’nun kaçmasını sağlayacaktır (bknz. Merkür ve Argos “Mercury and Argus” – Velázquez).
Io’yu kurtarmak için gelen Merkür, Argos’u uyuttuktan sonra kafasını kesmek suretiyle onu öldürür. Argos öldürüldükten sonra kafasından çıkarılan gözler Merkür tarafından Juno’ya sunulmuş ve Juno’nun simgesi olan tavuskuşlarının kuyruğuna yerleştirilmiştir. Tavuskuşlarının kuyruklarındaki göz gibi görünen desenler Yunan/Roma Mitolojisi’nde bu şekilde açıklanır.
Eserde Goltzius, Merkür’ü önünde Argos’un kafasıyla otururken resmetmiştir. Elindeki metal alet ile Argos’un kafasında oyuklar açıp gözlerini bir bir çıkaran Merkür’ün bunları bir yandan da Juno’nun uzattığı kumaşın içine koyarak ona teslim ettiği görülür. Argos’un 100 göze sahip olması ressamın Argos’un kafasını sıradan bir insan kafasına benzeterek resmetmesini engellememiştir.
Merkür’ün Argos’u öldürmede kullandığı kılıç kanlı biçimde yerde durmakta, Argos’un tuhaf şekilde bükülmüş vücudu ise sol köşede canlı biçimde uzanmakta ve kesik boynu vurgulanmaktadır. Merkür’ün kimliğini anlamamızı kolaylaştıran ayrıntı, kırmızı kumaşların altından görünen sağ alttaki altın renkli, yılanlı asasının sapı ve ucudur.
Gökyüzünden bulutlar içinde yeryüzüne inen Juno eserin sol tarafını kaplar ve doğrudan Merkür’e yönelmiş olarak görünür. Başındaki zarif taç ve pelerinini tutan mücevherli zincir ile baştanrıça kimliğini gözler önüne seren Juno, pelerinin bir parçasını öne Merkür’e doğru uzatmakta ve ondan gözleri pelerine bırakmasını talep etmektedir. Diğer eliyle ise geriplanda tavuskuşlarını ve onların çektiği arabasını gösteren Juno, gözleri hangi amaçla kullanacağını seyirciye vurgulamış olur. Geriplandaki tavuskuşlarının sade görünümleri ve açılmamış kuyrukları henüz süslenmemiş olduklarını vurgular.
Hikayenin geriplanındaki geniş düzlükte beyaz bir inek görünür. Bu inek, hikayenin ana kahramanı olan Io’nun ta kendisidir. Merkür’ün yardımıyla olay yerinden kaçmış olan Io maalesef hikayenin devamında yine Juno’nun elinden kurtulmayı başaramayacaktır.
Barok’un etkili gölgelendirme tekniklerini ve sıradışı pozlarını kullanan Goltzius eserde dinamik bir görünüm oluşturmuş ve seyirciye konu mitolojik bir hikaye bile olsa gerçekçi ve teatral ve bir ortam sunmayı başarmıştır.
Konum: Boijmans van Beuningen Müzesi “Museum Boijmans van Beuningen”, Rotterdam
Tarih: 1615
Dönem: Barok
Alt Grup: Felemenk Barok “Dutch Baroque”
Notlar:
* Jüpiter: Yunan Mitolojisi’nde Zeus
* Juno: Yunan Mitolojisi’nde Hera
* Merkür: Yunan Mitolojisi’nde Hermes