Blog

DAVUT GOLYAT’IN KAFASI İLE “DAVID WITH THE HEAD OF GOLIATH” – CARAVAGGIO

Eski Ahit’te geçen Davut’un hikayesi, Yakup’un (bknz. Yusuf ve Potifar’ın Karısı “Joseph and Potiphar’s Wife” – Orazio Gentileschi) soyundan gelen İsrailoğulları’nın kurduğu İsrail Krallığı ile Antik Filistinliler’in savaş halinde olduğu bir dönemde geçer. İsrail Kralı Şaul, Filistinliler’le Elah Vadisi’nde karşı karşıya gelmiştir ve Filistinler’in en güçlü askeri olan Golyat her gün İsrailliler’e meydan okumakta ve karşısına çıkabilecek güçlü biri olup olmadığını haykırmaktadır. Kendisine bu kadar güvenmesinin sebebi çok uzun (tahminen 3m’ye yakın) ve iri bir adam olmasıdır. Golyat bu cüssesi sebebiyle çoğu zaman hikayede bir “dev” olarak anılır.

Golyat’ın karşısına İsrail Krallığı’ndan kral Şaul dahil kimse çıkamazken, 15 yaşındaki Davut orduda asker olan ağabeylerine erzak getirdiğinde Golyat’ın haykırışlarını duyar ve ona karşı koymaya karar verir. Elinde bir sapan ve kılıçla Golyat’ın karşısına çıkan yeni ergen Davut, Golyat’ın küçümsemesine aldırmaz ve üzerine fırlatılan mızraktan kendini sakınır. Sonrasında elindeki sapanla Golyat’ı alnından vuran Davut, onu sersemletmeyi ve yere düşürmeyi başarır. Bunun üzerine de Golyat’ın kafasını keserek zafer kazanır. Filistinliler bu olayın şaşkınlığı ve dehşeti içinde dağılırlar. Davut kazandığı bu zaferle sadece kendini kanıtlamış olmayacak, aynı zamanda ilerleyen yıllarda İsrail Krallığı’nın başına da geçecektir. Davut’un küçük yaşı ve cüssesine rağmen koca bir devi yenmesi Tanrı’nın onun yanında olduğunun ve kendisinin İsrail Kralı olmayı hak ettiğinin kanıtıdır aslında.

Sanat tarihinde birçok ünlü esere konu olmuş olan Davut ve Golyat hikayesi konu alan en ünlü yapıtlardan biri de sırtındaki sapanı ile görülen Michelangelo’nun dillere destan Davut heykelidir.

Caravaggio eserinde Golyat’ın kafasının kesilmesi gibi heyecanlı bir an yerine hikayenin sonunu işlemeyi seçmiştir. Elinde Golyat’ın kafasını tutan Davut’u zafer içinde kafayı uzatırken göstermiştir. Eserin ön planında görülen kesik kafa dehşet içinde bir çığlık atar gibi ağzı açık resmedilmiştir. Yarı açık gözleri donuk biçimde boşluğa bakmaktadır ve ölümün çarpıcı soğukluğunu seyirciye hissetirmektedir. Kafadan boşalan kanlar eserde ciddi anlamda vahşi bir hava yaratır.

Kafayı saçlarından tutarak seyirciye gösteren Davut’un aslında gurur ve zafer dolu olması beklenir. Oysa Caravaggio eserindeki Davut’u oldukça üzgün ve kederli göstermeyi seçmiştir. Davut’un ifadesi Golyat’ın kafasına şefkatle bakıyor gibi bile görünebilir. Davut’un yüzündeki bu masum ve hüzünlü ifade Golyat’ın büyük başındaki korkunç ve çirkin ifade ile tezat oluşturur. Aynı zamanda Davut’un yarıçıplak, ince, çocuksu görünen bedeni söz konusu eylemi nasıl gerçekleştirdiği konusunda seyircide soru işareti bırakır. Oysa elinde gururla taşıdığı parlak renkli kılıcı tutuşu Davut’un gücünü ve onun seçilmiş biri olduğu kanıtlamaktadır.

Davut’un bakışları ile aynı yöne doğrultulmuş bu kılıç seyirciyi Golyat’ın kafasına doğru yönlendirir. Kılıcın üzerinde görülen “H-AS OS” harfleri Latince “Humilitas occidit superbiam”ın kısaltmasıdır ve “Alçakgönüllülük kibiri yener” anlamına gelmektedir.

Caravaggio birçok eserinde yaptığı gibi bu eserde de kendisini model olarak kullanmış ve Golyat’ın kafasının yerine kendininkini yerleştirmiştir. Kanuntanımaz, kavgacı ve vahşi kişiliği ile öne çıkan Caravaggio karıştığı bar kavgaları, öldürdüğü bir adam ve dolayısıyla kaçak ve sürgünde yaşadığı sefil hayatı ile bilinir. Eserde kendi kafasının kesilmiş olarak gösterilmesi ressamın gençliğindeki isyankar ve kuralsız halinin olgunluk zamanındaki halinin kafasını kesmesi, yani gençliğindeki hatalarının olgunluk dönemindeki hayatını mahvetmesi olarak olarak yorumlanır.

Bir başka yoruma göre ise Davut figürünün modelinin Caravaggio’nun bir zamanlar stüdyo asistanlığını da yapan Cecco del Caravaggio (muhtemelen Francesco Buoneri) ismi ile anılan ressam oluşudur. İki ressamın arasında gizli bir duygusal ilişki olduğu düşünülmektedir. Dolayısıyla acı çeken, korkunç durumdaki Caravaggio’nun kafasına acıma ve şefkatle bakan genç yüzdeki ifadenin sebebi ve aradaki duygusal bağ anlaşılır kılınmış olur.

Barok dönemin temellerini oluşturan chiaroscuro (aydınlık-karanlık) yöntemini en etkili biçimde kullanan ve bu tarzı tüm Avrupa’ya yayılması sağlayan Caravaggio eserinde yine baskın biçimde tarzı ortaya koymuştur. Geriplanın karanlığı içinden çıkıp geliveren Davut’un parlak bir ışıkla tek yönden aydınlandığı ve sanki bir tiyatro sahnesindeymişçesine öne çıktığı görülür. Bu yöntem eseri çarpıcı kılarken dramatik bir hava yaratılmasını da sağlar.

Konum: Borghese Galerisi “Galleria Borghese”, Roma
Tarih: 1610 civarı
Dönem: Barok
Alt Grup: İtalyan Barok “Italian Baroque”

Leave a comment

Your email address will not be published.

You may use these HTML tags and attributes:

<a href="" title=""><abbr title=""><acronym title=""><b><blockquote cite=""><cite><code><del datetime=""><em><i><q cite=""><strike><strong> 

error: Icerik kopyalanamaz!