Blog

ZİNCİRE VURULMUŞ PROMETHEUS “PROMETHEUS BOUND” – JORDAENS

Prometheus, Yunan Mitolojisi’nin ikinci kuşak tanrıları olan Titanlar’dan İapetos ve  Klymene’nin oğludur. Zeus’un başını çektiği üçüncü kuşak tanrıların Titanlar ile mücadelesi sırasında tarafsız kalmış olan Prometheus, Zeus ve diğer üçüncü kuşak tanrılarının Titanları yenmesi sonunda Zeus tarafından ödüllendirilerek Olimpos Dağı’nın zirvesine diğer tanrılarla birlikte alınmıştır. Oysa içten içe Zeus’a kinlenen Prometheus, bir yandan kendi gözyaşını balçıkla karıştırarak insanları yaratacak ve daha sonrasında da Zeus’a karşı onları koruyacaktır.

Kurban edilen hayvanların etlerinin insanlar ve tanrılar arasında nasıl dağıtılacağına karar verileceği bir günde, Prometheus bir öküz kurban ederek etlerini iki gruba ayırır. Birinci gruba güzel etleri yerleştirip üzerini hayvanın kötü görünen derisi ile örter, diğer gruba ise altı kemiklerle dolu, ama üstü yağlı iştah açıcı görünen küçük et parçaları ile kaplar. Zeus iki gruptan birini seçmek için sırası geldiğinde üstünde bir mikat et ve altında kemikler olanı seçer ve kandırıldığını anladığında çok sinirlenir ve insanlardan ateşi saklamaya karar verir.

Ateşten mahrum kalan insanlar, çok zor duruma düşerler. Onların zavallı hallerine acıyan Prometheus, Ateş Tanrısı Hephaistos’un ocağından bir kıvılcım çalarak insanlara ateşi hediye eder ve bu sayede insalığa medeniyeti sunmuş olur. Bu sorgusuz sualsiz yapılan harekete öfkelenen Zeus, Prometheus’u Kafkas Dağları’nın zirvesinde kayalıklara zincirletir. Ceza olarak ayrıca her sabah bir kartal gelip Prometheus’un karaciğerini yiyecektir. Sabaha yenilenmiş olan karaciğer bir sonraki gün yine kartalın yemeği olacaktır. Prometheus’un bu cezası 30,000 yıl süreyle çekilmek üzere tasarlanmış olsa da, ünlü Yunan kahramanı Herkül, günün birinde dağın zirvesine ulaşarak Prometheus’u bu acısından kurtaracaktır.

Jordaens’in eserinin 1618 tarihli Rubens’in Prometheus’undan esinlenerek yaptığı bilinmektedir. Her ne kadar iki eser düzenleme ve biçim olarak benzeşse de ikisinin de kendine has özellikleri mevcuttur. Jordaens eserinde el ve ayak bileklerinden zincirlenerek kayaya bağlanmış olan Prometheus’u betimlemiştir. Prometheus, üzerine konmuş, ona saldıran kartalın etkisiyle geriye doğru yuvarlanmış, baş aşağı biçimde çırpınmaktadır. Prometheus’un yüzü, boynu ve ellerinin kızarmış renginden ne denli şiddetli bir karşı koyma içinde olduğunu görebiliriz. Bu ayrıntılar Rubens’in eserinde bu incelikle tasarlanmamış, daha artistik bir görünüm elde edilmeye çalışılmıştır. Aynı zamanda Jordaens, Prometheus’un acı içinde haykıran, gözleri genişçe açılmış, kaşları çatılmış yüzüyle eserinde dramanın dozunu daha da arttırmayı başarmıştır. Prometheus’un dolgun ve kaslı vücudu eseri göz kamaştırıcı biçimde aydınlatmaktadır.

Zincire Vurulmuş Prometheus “Promethues Bound” – Rubens (1618)

Resmin tam ortasında yer alan ve çaprazlamasına uzunca bir hat oluşturan kartal, Prometheus’un üstüne konmuş ve gerçekdışı büyük ölçülerdeki kanatlarını açmıştır. Kartalın Prometheus’un göğsünün hemen altından bir delik açıp oradan karaciğerini çekiştirdiğini görebiliriz.

Kayalığın hemen gerisinde tanrıların habercisi Tanrı Hermes görülür. Elindeki yılanlı asası ve kafasındaki kanatlı şapkası ile tanınan Hermes, bir dala tutunarak gerçekleşen işkenceyi izlemektedir.

Eserin sağ kısmında kayalıkların üzerinde görülen yatık büst Prometheus’un insanları yaratmasına dair bir semboldür. Büstün önünde görülen deri ve üzerindeki kemikler ise Prometheus’un Zeus’a karşı oynadığı oyunu çağrıştırmak için yerleştirilmiştir. Sol altta ise Prometheus’un bir kuru rezene dalında çalarak insanlara verdiği ateşi görebiliriz.

Geriden öne doğru çaprazlamasına uzanan büyük Prometheus figürü ile etkileyici bir sahne oluşturan Jordaens, özellikle bacaklarda kullandığı perspektif daralması ile gerçekçi bir görünüm sergilemeyi başarır. Prometheus’un kasılmış vücudu, acı içinde haykırışı ve vücudundan dökülen kanla birlikte seyircinin Prometheus’un her gün yinelenen acısına tanık olması ve onunla özedeşleşebilmesi sağlanmıştır.
Konum: Wallraf-Richartz Müzesi “Wallraf-Richartz-Museum”, Köln
Tarih: 1640 civarı
Dönem: Barok
Alt Grup: Flaman Barok “Flemish Baroque”

Leave a comment

Your email address will not be published.

You may use these HTML tags and attributes:

<a href="" title=""><abbr title=""><acronym title=""><b><blockquote cite=""><cite><code><del datetime=""><em><i><q cite=""><strike><strong> 

error: Icerik kopyalanamaz!