AMERİKAN GOTİĞİ “AMERICAN GOTHIC” – WOOD
Grant Wood’un 1930 tarihli eseri Amerikan resim sanatının en ünlü eserlerinden biri olarak kabul edilir. Amerika küçük kasaba kültürünü en güzel yansıtan eser olarak görülmesi günümüzdeki popülerliğine de katkıda bulunmuştur.
Esere ismini veren, geriplanda görülen evdir. Evin yukarı doğru yükselen çatı katı ve çatı katındaki Gotik mimarinin sivri kemerli pencerelerini çağrıştıran “Gothic Revival” tarzındaki penceresi Gotik’ten alınan ilhamın göstergeleridir.
Amerika’nın orta-batı bölgesindeki Iowa Eyaleti’nin Eldon şehrinde dolaşırken fark ettiği evi model alan ressam, bu tarz bir evin içinde yaşayabilecek insanları hayal edip, eserinde onları evin önünde betimlemiştir. Amerika’nın Ortabatı kısmında bir çiftlikte geçtiği anlaşılan eserin merkezinde dolayısıyla çiftçilik ve ev hayatı teması yatar. Konu aldığı bölge halkının ağırlıklı olarak tarım ile uğraştığı düşünülürse eserde resmedilen insanların da çiftçiler olması son derece doğaldır.
Eserdeki iki figür ressamın açıklaması ile bir baba ve evlenmemiş, yaşı geçmiş, kızıdır. Adam çiftçi kıyafetleri içinde, bir basit gömlek ve üzerindeki tulum ve ceketle görünür. Elindeki yaba, çiftçi kimliğini pekiştirmekte ve ağır ve zorlu çiftçilik yaşamına gönderme yapmaktadır. Yabanın üçlü dişlerinin çiftçinin tulumundaki desenle, Gotik pencerenin şekliyle ve çifçinin çenesinin görünümü ile paralellik gösterdiğini görmek ilginçtir.
Çiftçinin yanındaki kızı 19. yüzyıl Amerikasını çağrıştıran tarzda basit bir ev önlüğünü muhafazakar görünümlü koyu renk ve beyaz yakalı-broşlu elbiseninin üzerine giymiştir. Kadının toplu saçı mütevazı ve basit duruşuna katkıda bulunurken omzunun gerisinde evin önünde görülen çiçekler ev ve aile yaşantısına dair simgelerdir.
Her iki figür de son derece gerçekçi görünümleri ile gerçek insanlardan model alındığını düşündürür. Bu durumda Wood’un aşina olduğu Iowa bölgesinden bir çiftçi adam ve kızını model aldığını tahmin etsek bile aslında ressamın kızkardeşi ve dişçisini model olarak kullandığı bilinmektedir. Figürlerin ayrıntılı tasarımları ve doğal görünümlerinin ressamın Kuzey Avrupa’ya yaptığı seyahatlerde gördüğü Kuzey Rönesansı yapıtlarından etkilenerek oluşturulduğu düşünülmektedir.
Eserin içeriği veya amacı yaşanan yere veya politik bakış açısına göre birbirinden farklı şekilde yorumlanabilir. Amerika’nın büyük şehirlerinde yaşayan eğitimli kitlelere göre eser aslında Ortabatı Amerika’nın bağnaz ve baskıcı yapısına dair bir eleştiri, hatta dalga geçme olarak görülebilir. Öte yandan bir Ortabatılı için eser ressamın Ortabatı kökleriyle barıştığı ve bölgeyi olduğu gibi gösteren bir nevi saygı eseri olarak da algılanabilir. Aynı zamanda eserin Amerikan kırsal yaşamını öven ve ahlaki değerlere sahip çıkılmasını yücelten bir övgü niteliği taşıdığını düşünmek de mümkün olabilir.
Resimdeki bu belirsizlik eserin tamamına hakimdir. Çiftçi figürü doğrudan seyirciye bakıyormuş gibi görünse bile aslında tam karşıya bakmamaktadır. Yüzündeki ifadeden içinde bulunduğu ruh hali anlaşılamadığı gibi, birazdan yüzünün kızgın mı, yoksa neşeli bir görünüme mi dönüşeceğini kestirmek mümkün değildir. Benzer şekilde kadının ifadesi de katı ve donuktur. Gözlerinin resmin sağ tarfına çevirmiş olan figürün neden yan tarafa baktığını anlamak imkansızdır. Fakat bu belirsizlikler sayesinde resim asıl amacına ulaşmayı başarır ve seyircinin kendi görmek istediğini görmesine ve eseri kafasındaki düşüncelere ve yargılara göre değerlendirmesine olanak verir.
Wood’un da dahil olduğu ressamların oluşturduğu Bölgeselciler denilen bir grup, Amerikan kültürü, yaşamı ve değerleri üzerine görünümleri eserlerinde yansıtmışlardır. Amerikan Gotiği ise bu akımın en etkili örneklerinden biridir.
Konum: Şikago Sanat Enstitüsü “Art Institude of Chicago”, Şikago
Tarih: 1930
Dönem: Modernizm
Akım: Bölgeselcilik “Regionalism”