Blog

ADEM VE HAVVA “ADAM AND EVE” – LEMPICKA

Tamara de Lempicka (Łempicka), sanayi ve hızla gelişen teknoloji etkisinde biçimlenen 30’lu yıllar batı dünyasının kısa sürede tanınmış ve dünyaca popüler bir ‘yıldız’a dönüşmüş ilk kadın ressamıdır.

Adem ile Havva, insanlığın en eski hikayesi olsa da bu eserde modern bir bakış açısıyla yorumlanmıştır. Lempicka, karşılarına çıkan yılan tarafından afallamış ve oyuna gelmiş bir Adem ve Havva yerine modern dönemin yarattığı gelişimi reddederek insanlığın özüne – duygusallığa ve cinselliğe – geri dönen iki aşığı resmetmeyi tercih etmştir. Geri planda görülen yüksek çelik-beton binalar yığını karanlık, kasvetli ve katı bir görünümle dönemin sanayi ve teknoloji etkisi altında değişen yaşam tarzını çağrıştırır. Bu donuk geriplanın aksine önde yer alan erkek ve kadın figürleri sıcak, samimi ve doğaldırlar. Lempicka soğuk ve katı modernizmi aleni cinsellikle eserinde harmanlamıştır.

Biri diğerine sarılmış iki genç aşığın bu ikili portresi insan doğasının içtenliği ve güzelliğini vurgularken geriplanda görülen modern binalar yığını resmin iki ana temasının – modern teknoloji ve ilkel cinsellik – karşıtlığını öne çıkarır. Bir yanda klasik Adem ve Havva teması ile insanlığın başlangıcı çağrıştırılırken diğer yanda görülen binalar insanlığın ulaştığı son noktayı temsil eder. Figürler kökleri en eski kaynaklara dayanan insanları simgelese de kadın ve erkek arasındaki katışıksız aşk ve cinsellik ögesi çağdaş gerçekliğe  rağmen hala ön plandadır.

Modern teknolojinin binalarda gösterilen tehditkar gölgeleri ve figürleri içine çekecekmiş gibi yansıtılmış perspektifi kadın ve erkeğin birbirine dolanmış huzur dolu pozu sayesinde göründüğü kadar etkili algılanmamaktadır. Figürlerin bu ‘cennetteymiş gibi’ görünen huzur dolu pozu teknolojiye ve çağdaş yaşamın tehditlerine bir karşı duruştur ve doğanın modernizm üzerindeki zaferini yansıtır. Geri plandaki binalar bir modern Cennet Bahçesi “Garden of Eden” (bknz. İlk Günah ve Cennetten Kovuluş “The Fall of Man and Expulsion from Heaven” – Michelangelo)  oluştursa bile Adem ve Havva’nın kanlı canlı bedenleri bu modern dünyanın katılığını kırar ve klasik duygusallığa geri dönerler. Duyguların ön plana çıktığı bu alemde teknolojinin yeri yoktur ve makinalaşma değil cinsellik ana iletişim kaynağıdır.

Özellikle Dürer’in (bknz. Adem ve Havva “Adam and Eve” – Dürer)  versiyonu ile karşılaştırıldığında Lempicka’nın Adem ve Havva’sı, dolgun ve güçlü vücut hatlarına sahiptirler. Dürer’inkine göre Lempicka’nın figürleri nispeten bireysel ve kendi kişisel hazları ile ilgili görünmektedirler. Bu da modern dünyanın insan üzerindeki etkisini yansıtmaktadır. Figürlerin cüretkar cinsel duruşları Cennet’ten kovuluşla birlikte güzelliklerin kaybedilmesi, masumiyetin yitirilmesi ve suçluluk duygusundan hayli uzaktır.

Havva’nın elindeki elma (yasak meyve) doğaya geri dönüşe dair net bir işaret sunar. Bu elmayı ısırmak üzere olan Havva tüm modern görüntüsü ve çıplaklığına rağmen halen doğal ve erdemli duruşunu korur. Geriplanın teknolojik kara atmosferine zıtlık oluşturacak şekilde Havva’nın incelikle düzenlenmiş bukleli saçları, gösterişli kırmızı ruju ve ojeli tırnakları, kıvrımlı göğüs, bel ve baseni ön plana çıkar. Tüm bu özenli görünüş, bronz tenli bir Yunan atleti görünümdeki Adem’in yanında dönemin modern kadınını güçlü, yetenekli, maceraperest, bağımsız ve cinsel olarak aktif biçimde gururla temsil eder.

Eser, modern dönemin öncü akımlarından biri olan “Art Deco” tarzındadır. Art Deco’nun Kübizm’in bir nevi popülerleştirilmiş ve stilize edilmiş hali olduğunu öne süren Lempicka, Dadaizm, Gerçeküstücülük ve Dışavurumculuk’tan da köklerini aldığını vurgulamıştır. Cesur ve geniş geometrik şekiller, kırık hatlar ve simetrik ögelerin yanısıra bolca kullanılan süslemelerle kendini gösteren Art Deco, Lempicka’nın eserlerinde en tipik şeklini yansıtır. Seyirci figürlerin yuvarlak hatlarına rağmen tam olarak kıvrımlı olduklarını düşünmez; çünkü bir yandan figürlerde kesik ve kırık hatlar da bulunmaktadır. Geri plandaki binaların biribirini takip eden paralel düzeni vücutlardaki keskin hatlarla uyum gösterir. Bilindik şekillerin abartılı yansıtılması, dolgun hatlara sahip figürlerin tek açılı bir perspektifle sunulması, modern hayat ögelerinin keskin açılar, paralellik ve kıvrımlarla resmedilmesi Lempicka’nın sıkça uyguladığı yöntemlerdendir.

Konum: Özel Koleksiyon “Private Collection”
Tarih: 1931
Dönem: Modernizm
Akım: Art Deco

1 Comment

Leave a comment

Your email address will not be published.

You may use these HTML tags and attributes:

<a href="" title=""><abbr title=""><acronym title=""><b><blockquote cite=""><cite><code><del datetime=""><em><i><q cite=""><strike><strong> 

error: Icerik kopyalanamaz!