ARLES’DA YATAK ODASI “BEDROOM IN ARLES” – VAN GOGH
Yıllarca Paris’te kaldıktan sonra Fransa’nın güneyindeki Arles şehrine taşınmayı planlayan Van Gogh, bu değişikliğin hayatında ve sanatında yeni bir dönem açacağına inanıyordu. Arles’da yerleştiği dairedeki odasını konu alan bu resim de Van Gogh’un yaşamında kısa süren umut dolu ara dönemlerden birinde üretilmiştir.
Van Gogh büyük bir hayranlık beslediği dönemin başarılı ressamlarından Paul Gauguin (bknz. Ölünün Ruhu Seyrederken “The Spirit of the Dead Watching” (Manao Tupapau) – Gauguin) ile birlikte çalışmak ve ortak bir atölyede birlikte eserler üretmek ve paylaşımda bulunmak arzusundaydı. Bu yüzden Arles’a yerleştiğinde kardeşi Theo’dan Gauguin ile görüşüp onu Arles’a gelmesi konusunda ikna etmesini istemişti. Konuğunun gelmesini beklerken ona daha güzel bir ortam hazırlamak ve bir yandan da ona kendi sanatsal yetkinliğini göstermek amacı ile kısa sürede birçok resim tamamlamış ve bunlar ile Arles’daki odasını süslemiştir. Eserde duvarlarda görülen tablolar ve eskizler bu bekleyiş sürecinde oluşturulan eserlerdendir. Yatağın yanındaki duvarda asılı iki portre ressamın arkadaşları Eugène Boch ve Paul-Eugène Milliet’nin portreleri iken yatağın arkasındaki resim ise Kayalıklar ve Meşe Ağacı’dır “Rocks with Oak Tree”. Resimdeki eşyaların büyük çoğunluğunun çiftler halinde resmedildiği görülür. Sandalyeler, yastıklar ve duvardaki tabloların çiftler halinde oluşu Van Gogh’un yanına bir yoldaş beklentisinin yansımasıdır.
Kardeşi Theo’ya ve Gauguin’e mektuplarında odanın özelliklerini eşyaların biçimleri ve renkleri ile ayrıntılı biçimde tarif eden Van Gogh, bunları aynı şekli ile de resme dökmüştür. Klasik idealize biçimlere ve tarzlara uyma amacında olmayan ressamın canlı renklerle, dönemin yumuşatılmış renkler kullanan ressamlarından ayrılıp odayı ve eşyaları çarpık biçimlerde ve nispeten orantısız büyüklüklerde resmettiği görülebilir. Özellikle odanın ölçülerinde tuhaf bir derinlik yanılgısı göze çarpar. Odanın arka duvarı tuhaf bir eğrilikle sağa doğru yönelirken sanki yatağın yanındaki duvar da yatağa doğru eğilmiştir. Bu göz yanıltıcı ilginç boyutların sebebi ressamın betimlemesinin dışında aynı zamanda odanın da sıradışı bir şekle sahip olmasıdır. Oda alışılageldik bir dikdörtgen yerine bir yamuk şeklinde tasarlanmıştır. Dolayısıyla yatak başlığının baktığı ve elbise askısının asılı olduğu taraf aslında sağ duvarı dik değil, dar bir açı ile kesmektedir. Odanın sağında görülen kapı odayı dış koridora bağlarken sol taraftaki kapı ise Van Gogh’un Gauguin için hazırladığı misafir odasına bağlanır.
Gauguin bir süre sonra Arles’a gelip Van Gogh ile birlikte kalmaya başlamıştır. İki ay kadar bir süre birlikte yaşayıp çalışmalar yapan ikilinin ilişkisinin tatsızlaşması da bu dönemin sonunda başlamıştır. Gauguin, tartışmaları sonucu bir sinir krizi geçirip kendi kulağını kesen Van Gogh ile yollarını ayırmış; Van Gogh ise kendini Saint Rémy’de bir akıl hastanesinde bulmuştur (bknz. Yıldızlı Gece “The Starry Night” – Van Gogh). Sanat tarihinde içeriği, paylaşımları ve bitiş nedeni bir türlü tam olarak bilinemeyen bu esrarengiz dostluk ve ortak çalışma da bu şekilde son bulmuştur.
Van Gogh, Saint Rémy’de iken kardeşine göndermiş olduğu bir ilk versiyonun sel baskınında zarar görmüş olmasına çok içerler ve Theo’nun gönderdiği resmi yeniden üreterek bir kopyasını oluşturur. Bu ikinci versiyonda resimdeki birçok ayrıntının değiştiği görülür. Zemin kaplaması ve duvarların dokusu ile birlikte sehpanın üzerindekiler ve duvardaki tablolarda da farklı ögeler kullanılmıştır. Van Gogh aynı yıl içinde resmin bir de küçük kopyasını annesi için yapar. Duvardaki resimlere de kendi portresi ile kızkardeşi Wil’inkini yerleştirir. Bu üçüncü kopya da yine ayrıntılar bakımında ilk ikisinden farklılık gösterirken ilk resimde pembemsi bir kahverengi ile boyanan zemin bu resimde griye dönüşmüştür. Bu da ressamın ilerlemiş ruhsal bunalımının göstergelerinden biridir.
Bu sıcak ve seyirciyi içine çeken oda atmosferi Van Gogh’un kendisi için de dinginlik ve huzur dolu bir “yuva”yı tanımlamaktaydı. Saint Rémy’deki akıl hastanesinde diğer iki kopyayı üretirken de kapalı kaldığı hastane duvarları arasında yine muhtemelen bu yuvanın özlemini duymaktaydı. Van Gogh
resmin üçüncü versiyonu tamamladıktan on ay sonra intihar ederek hayatına son verdi.
Konum: Van Gogh Müzesi “Van Gogh Museum”, Amsterdam
Tarih: 1888
Dönem: 19. Yüzyıl
Akım: Ard-İzlenimcilik “Post Impressionism”