Blog

OLYMPIA – MANET

Manet’nin Olympia’sı 1865’te Paris’te ilk kez seyirci karşısına çıktığında büyük sansasyona sebep olmuş ve ciddi ölçüde olumsuz tepkiye maruz kalmıştı. Dönemin tutucu akademik sanat eleştirmenleri eseri bayağı, yoz ve hatta ahlaksız bulmuşlardı. Oysa Manet’nin esin kaynağı eleştirmenlerin kusursuz saydığı bir Rönesans klasiği Tiziano’nun Urbino Venüsü “Venus of Urbino” idi. İlk bakışta Olympia’nın bir nü çalışması oluşu ve yataktan uzanışı dikkate alındığında Urbino Venüs’üne ne kadar benzediği görülmekte idi. Bu durumda eleştirmenlerin bir başyapıttan esinlenmiş bu esere tepki vermesine sebep olan neydi?

Urbino Venüsü “Venus of Urbino” – Tiziano

Sanat tarihi boyunca uzanan çıplak kadın figürü yalnızca Tiziano’nun eserinde değil, birçok başka klasik eserde yer almış, sıkça işlenen bir motif olmuştu. Uzanan nü figürü bazen bir tanrıça (genellikle Venüs), bazen ise bir cariye olabilirdi. Çoğu zaman bu uzanan kadının yanında tıpkı Olympia’da olduğu gibi bir hizmetçi, yardımcı figürüne da rastlanılabilirdi. Dönemin tutucularını şoka uğratan Olympia’nın çıplaklığı veya yanındaki giyinik hizmetçi ile arada yaratılmış ağır kontrast değildi. Bütün bu klasik tanımlamalara uygun olmasına ve geçmişten ilham almasına rağmen Olympia’yı kışkırtıcı bir eser yapan resimdeki kadının bir tanrıça değil, bir fahişe olması idi.

Dönem Paris’inde halk özellikle cinsel konularda son derece tutucu idi. Mevcut fahişelik göz ardı edilmekte ve üst sosyal sınıflarda bahsedilmesi bile rahatsız edici bulunmaktaydı. Dolayısıyla Olympia yansıttığı kavram sebebiyle eleştirmenlerin oklarının hedefi olmuştu.

Manet Olympia’yı tasarlarken onu sıradan, ucuz bir fahişe değil, üst sınıf bir erotizm simgesi yapmak istemişti. Resimdeki ayrıntılar Olympia’nın “seçkinliğini” dönem seyircisine kolayca gösterecek şekilde şeçilmişti. Olympia’nın saçındaki orkide, inci küpeleri, bileziği ve üzerine uzandığı doğu işi şal fahişeliğini sıradışı hale getiren ve zenginlik çağrışımı yapan ögelerdir. Buna rağmen boğazındaki siyah kurdele beyaz vücudu ile ciddi bir zıtlık oluştururken, teki ayağından gelişigüzel çıkarılıp atılmış terlik buram buram cinsellik kokan atmosferi beslemekte ve seyirciye bu şuh kadının bir salon hanımefendisi olmadığını açıkça göstermektedir.

Eser Tiziano’nun Venüs’ü ile yanyana getirildiğinde iki nünün arasında önemli bir poz farkı görülür. Tiziano’nun Venüs’ü zarif biçimde kıvrılmış elini kasığının üzerinde tutarken, Olympia kendinden emin ve cesur bir tavırla elini kasığının üzerine kapatmış, o bölgeyi sanki korumaya almıştır. Bu duruş ile bağımsızlığını ilan ederken seyirciye doğrudan ve neredeyse agresif biçimde bakmaktan çekinmez ve ortamdaki hakimiyetini de vurgular. Olympia seyirciye “Kendimin tek sahibi benim. Sadece ben izin verdiğimde, benim sunduğum kadarını (vücudumu) satın alabilirsiniz” der gibidir.

Urbino Venüs’ü ile farklardan biri de yatağın uzundaki evcil hayvan figürüdür. Manet, Urbino Venüsü’nde yer alan sadakat simgesi köpeği değiştirmiş, onun yerine fahişeliğin simgesi bir kara kedi koymuştur Olympia’nın ayak ucuna. Üstelik, köpek huzur icinde uyuklarken kedi saldırgan ve kışkırtılmış halde resmedilmiştir.

Olympia, hizmetçisi tarafından kendine sunulan çiçekleri umursadan görmezden gelmektedir. Çiçekler muhtemelen bir müşteriden gelmiştir, hatta tam o anda Olympia’nın habersizce kapıyı açıp içeri dalan müşterisine baktığını da düşünülebilir.

Manet’nin geniş ve hızlı fırça darbeleri resimde ara tonların kaybolmasını sağlamış ve derinliği kaybolmuş bir eser ortaya çıkarmıştır. Bu farklı yöntemin sebebi Manet’nin karşı geldiği Fransız Sanat Akademisi’nin klasik yöntemlerine karşı koyması idi. Bu teknik sayesinde pürüzsüz ve idealize edilmiş bir güzellik tanrıçası yerine, Manet, keskin ışıklandırma altında kusurları ile görünen “gerçek” bir kadını seyirciye yansıtır. Resmin etkileyici yanı bir klasik idealden yola çıkıp onu çarpıtarak yeni bir güzellik anlayışı yaratma çabasındadır. Varlık, zarafet ve güzellik simgeleri ile “ahlaksız” ve ideal dışı bir konuyu sentezlemek Manet’nin cüretkarlığını açıkça ortaya koyar. Kendinden sonraki birçok ressama esin kaynağı olan Olympia sanat tarihinin ilk avangart nüsü kabul edilir.

Konum: Orsay Müzesi “Museé d’Orsay”, Paris
Tarih: 1863
Dönem: 19. Yüzyıl
Akım: Gerçekçilik “Realism”

2 Comments

Leave a comment

Your email address will not be published.

You may use these HTML tags and attributes:

<a href="" title=""><abbr title=""><acronym title=""><b><blockquote cite=""><cite><code><del datetime=""><em><i><q cite=""><strike><strong> 

error: Icerik kopyalanamaz!